ABİYE TASARIMCILARI İmzası Detaylarda Gizli ZEYNEP DİNÇ
04 Kasım 2020

“Dünya şartlarını baz alarak başlıyorum, tarzını çok sevdiğim ve tarzıma yakın bulduğum dünyaca ünlü tasarımcıları takip ediyorum, trend renkleri, kumaşları, süsleme şekillerini yaratıcılığım ile harmanlıyorum ve çalışmış olduğum firmanın tarzını da baz alarak modellerime yansıtıyorum.”

 

 

Moda tasarımı konusunda aldığı eğitimin ardından mesleğe Osmanbey’de başlayan ve yaklaşık 10 yıldır Osmanbey’deki abiye ve tesettür abiye firmalarına koleksiyon hazırlayan Zeynep Dinç, piyasanın başarılı tasarımcılarından. Güncel moda trendlerini firmanın ve pazarın beklentilerine göre yorumladığı koleksiyonlarda kendine has süsleme ve detaylarla fark yaratan Zeynep Dinç, kullandığı aksesuarları da tamamen kendi tasarlıyor. Kumaş seçiminde ve desenlerde de belirleyici olan tasarımcıya merak ettiklerimizi sorduk.

 

 

 

Şu an hangi firma veya hangi pazara çalışıyorsunuz?

Aslında kendim için çalışıyorum. Bir işi ne kadar kendiniz için yaparsanız o kadar başarılı sonuçlar elde edersiniz. Bizler sürekli üretmek, bakış açımızı değiştirmek, her fikrimize farklılıklar katmak zorundayız; bu yüzden en başta kendimiz için çalışmak zorundayız. Ben abiye ve tesettür abiye tasarımcısıyım, bu zamana kadar çalışmış olduğum firmaların hepsinin ortak hedefi, iç piyasa ve Ortadoğu ülkelerinde başarılı birer marka olmayı amaçlamalarıdır.

 

Korona virüs salgını ve pandemi sürecinden bir tasarımcı olarak nasıl etkilendiniz? Tasarım yapmaya devam ettiniz mi?

Koronavirüs tüm dünya düzenini olumsuz etkileyen güçlü bir etken oldu. Özellikle Osmanbey’deki çalışma sistemini başlı başına değiştirdi. Ben bu süreçte insanların ne istediğini çözmeye odaklandım. Virüs sebebiyle insanların sosyalliği ve özgürlüğü fazlasıyla kısıtlandı, bu yeni dünya sistemine herkes istemeden de olsa alıştı. Teknoloji devrinde ortaya çıkan bu virüs insanlara daha net bir şekilde teknoloji farkındalığı yaratmış oldu, internet üzerinden alışveriş arttı. Biz tasarımcıların asıl görevi gözlemdir, bizler çok iyi bir gözlemci olmak ve insanlara gözlemlerimizi farklılaştırarak sunmak zorundayız. Ben de bu süreçte fazlasıyla gözlem yaptım herkes gibi belirli defileleri moda sunumlarını inceledim, topladığım doneler ile çizimler yaparak bu süreci geçirdim.

 

Yılda kaç koleksiyon hazırlıyorsunuz kaç parçadan oluşuyor ve nelerden oluşuyor?

Genel olarak yılda iki ana koleksiyon oluşturuyorum. Ara geçiş dönemlerinde yaptığımız birkaç tarz oluyor. Yaptığımız koleksiyonları kendi içinde tarzlara ayırıyorum. Daha ‘basic’ modeller, model özellikli hızlı gidecek parçalar, Ortadoğu ülkelerine hitap eden modeller, kısa abiyeler, büyük beden modeller ve ‘haute coutur’e e yakın tarzda özel tasarımlar olarak sınıflandırıyorum.

 

 

Koleksiyona başlarken nereden hareket edersiniz? Nasıl ilerlersiniz? İlham kaynaklarınız…

Dünya şartlarını baz alarak başlıyorum, tarzını çok sevdiğim ve tarzıma yakın bulduğum dünyaca ünlü tasarımcıları takip ediyorum, trend renkleri, kumaşları, süsleme şekillerini yaratıcılığım ile harmanlıyorum ve çalışmış olduğum firmanın tarzını da baz alarak modellerime yansıtıyorum. Kumaşlar benim bebeklerim gibidir. Bilenler bilir ki beğendiğim her kumaşı aynanın karşısında üzerime tutarım sonra yanıma bir prova mankeni alırım kafamdaki modeli el dikişi yaparcasına mankenin üzerine iğnelerim, sonra da modellerim parmak uçlarımdan kağıtlarıma, siluetlerime dökülürler.

 

Sizin tasarımlarınızın ayırt edici özelliği nedir?

Kesinlikle benim tasarımlarımın en önemli ayırt edici özelliği kullandığım aksesuarları kendim tasarlayıp çizip ve yaptırmam. Kumaş desenleri hazırlamam, beğendiğim hazır kumaş modelleri üzerinde değişiklikler yaptırmamdır. En basitinden bir aplik yerleştirmem bile benim tarzımı yansıttığını düşünüyorum. Benim imzam modeli ayağa kaldıran süslemelerdir; bu yüzden modellerimi çok sahiplenirim.

 

Moda tasarımcısı olmayı ilk ne zaman düşünmüştünüz ve sizin bu mesleğe yönelmenizde kırılma noktası neydi? Eğitim aldınız mı?

Çok klasik bir cevap olacak ama çocukluğumdan beri yapmak istediğim iş buydu. Hayalindeki işi yapan şanslı insanlardan biriyim ben de. Annem çok güzel giyinen zevkli bir kadındı; ona duyduğum hayranlıkla giymeyi ve giydirmeyi çok seven biri olarak büyüdüm ve bu yönde eğitim aldım. Ortaköy Zübeyde Hanım Anadolu Meslek Lisesi, Kadın Giyim Tasarımı ve Modelistliği bölümünü bitirdikten sonra İstanbul Aydın üniversitesi’nde Moda Tasarımı eğitimimi tamamlayarak profesyonel meslek hayatına adımımı attım. Fikirlerimin insanlar tarafından beğenilip, tercih edilmesi benim için inanılmaz güzel bir duygu.

 

Kaç yıldır Osmanbey’desiniz? Bir tasarımcı gözüyle Osmanbey’i değerlendirir misiniz?

Asistanlık dönemimde başlayan maceramla bugün Osmanbey’de 10’uncu yılımın içerisindeyim. Piyasaya erken atılmak hayatımda vermiş olduğum en doğru kararlardan biridir. Maalesef, üzülerek söylüyorum ki Osmanbey kendini çok yenileyen bir piyasa değil, bu biz tasarımcıları olumsuz etkileyen çok önemli bir faktör. Gelişen çağa, yenilenen trendlere ve modaya ayak uydurmaya çalışılırken geç kalınıyor, bu da bizi fazlasıyla zorluyor. Bu sebeple zihnen, fikren ve tarz olarak yeniliklere çok daha açık olmak zorundayız. Umarım tasarımcıların, firmaların, harcanan emeklerin değerleri bilinen daha güzel, başarılı, en önemlisi sağlıklı yılları bir an önce kucaklarız.

 

 

Moda, kumaştır!..
Moda alışkanlık yaratmak, alışkanlıkları değiştirmektir.
Hatta dünyayı değiştirmektir bir süreliğine de olsa ...